SEDEFHOCAM
gazeteler
İletişim
limasollunaci.com
=> bedava ingilizce sitesinden alıntıdır...
=> DAILY ENGLISH
=> BEGINNER - Başlangıç Seviyesi
=> ELEMENTARY-Temel Seviye
=> INTERMEDIATE-Orta Seviye
=> ADVANCED-ileri seviye
SMMM PAYLAŞIM
ÖĞRENCİLERDEN GELEN MAİLLER...
ARKADAŞLARIMDAN GELENLER
 

INTERMEDIATE-Orta Seviye

 

SIMPLE PRESENT TENSE 1


Simple Present Tense ile şunlar anlatılır:

a. Tekrar edilen işler ve alışkanlıklar anlatılır.

I usually take the bus to work
(Genellikle işe otobüsle giderim.)

He sometimes helps his father.
(O, bazen babasyna yardym eder.)

b. Doğal ve bilimsel gerçekler anlatılır.

Water boils at 100 degrees.
(Su yüz derecede kaynar.)

Refrigerators keep food fresh.
(Buzdolapları yiyecekleri taze tutar.)

c. Ulaşım araçları ve çeşitli programlarla ilgili planlanmış işler anlatılır. Gelecek zaman zarflarıyla kullanılabilir.

The plane leaves at 9.00 am tomorrow.
(Uçak yarın saat 9'da gidiyor.)
The match starts at 5.00 in the evening.
(Maç akşam saat 5'de başlıyor.)

d. Geçmiş zamandaki bir olayı veya hikayeyi anlatmak için kullanılır.

He leaves home immediately and catches the bus.
(Hemen evden ayrılır ve otobüse yetişir.)

They do their best for their benefits in those years.
(O yıllarda menfaatleri için ellerinden geleni yaparlar.)

e. Türkçe'de şimdiki zaman ile ifade ettiğimiz bazı ifadeler İngilizce'de Simple Present Tense ile kullanılır.

I see what you mean.
(Ne demek istediğini anlıyorum.)

I want to explain my feeling.
(Duygularımı açıklamak istiyorum.)

f. Atasözleri ve özdeyişler bu zamanda anlatılır.

Who pays the piper calls the tune.
(Parayı veren düdüğu çalar.)

Keep your eyes wide open beefore marriage, half shut afterwards.
(Evlenmeden önce gözünü dört aç, sonra yarım kapat.)




 

  

SIMPLE PAST TENSE


Geçmiş zaman kullanımı ikiye ayrılır, verb to be (olmak fiili) ve other verbs diğer fiiller.

a. be (was, were)
Geçmiş zaman olmak fiili was, were olarak kullanılır.

I was angry because Tom and Lucy were late.
Kızgındım cünkü Tom ve Lucy geç kalmışlardı.
The film wasn't so exciting. (Film çok heyecan verici değildi.)
Was the food good? Yiyecekler güzel miydi?
she was very tired yesterday. O dün çok yorgundu.


b. Other verbs
Olumlu yapılarda fiillerin düzenli ve düzensiz geçmiş zaman kullanımları vardır. Düzenli fiiller için -ed eklenir. Düzensiz fiiller için sözlüklerden faydalanılmalıdır.

When I lived in Manchester, I worked in a bank. (Ben Manchester'da yaşarken bir bankada çalışırdım.)
Mr. Brown died five years ago. (Bay Brown beş sene önce vefat etti.)
I bought something to eat in the shop. (Dükkandan yiyecek birşey satın aldım.
He taught me German in our free time. (Boş zamanlarımızda bana Almanca öğretti.)

Olumsuz ve soru yapılarında did, didn't yardımcı fiili kullanılır ve fiil yalın haldedir.

Did you go out last night? (Geçen gece dışarı çıktın mı?)
Why didn't you phone me yesterday? (Niçin dün bana telefon etmedin?)
I didn't have enought money to buy anything to eat. (Yiyecek herhangi birşey satın alacak kadar yeterli param yoktu.)
We didn't invite her to the party. (Onu partiye davet etmedik.)
Did they enjoy the film? (Filmden hoşlandılar mı?)


 

PRESENT PERFECT TENSE (Yakın Geçmiş Zaman)


Türkçe'de bazen 'yaptı - etti' bazen de 'yapmıştır -etmiştir' şeklinde çeviririz. Formul: Subject + have (has) + verb 3 + complement

1- Geçmiş zamanda başlamış olan bir olayın ŞİMDİ tamamlanmış veya etkisini sürdüren işleri anlatırız.
2- Tarihi önemli olmayan veya bilinmeyen bir olayı ifade ederken kullanırız. Burada önemli olan olayın yaşanmış ya da tecrübe edilmiş olmasıdır.)
3- Doğumuzdan itibaren ya da geçmişteki bir noktadan itibaren hayatımızda yaşadığımız tecrübelerimizi anlatırız.

Örnekler:

He has broken his leg.
Bacağını kırdı. ( şu anda bacağı kırık. Yeni kırıldı.)

I have been to London.
Londra'da bulundum. (Londra'da bulundum. Hayatımda yaşadığım bir tecrübe. )
The supply has decreased.
Arz, azalmıştır. (Geçmişte başlamış ve şu anda arz azalmış durumdadır.)


  

SINCE and FOR


A. ANLAMI

Since: Türkçe'ye " -den beri" olarak çeviririz. Örnek: Since 1995 (1995'den beri)
For: Türkçe'ye " -dır, -dir, süresince" olarak çeviririz. Örnek: For 2 years (2 yıldır)

B. KULLANIMI

Since: zaman diliminin başlangıcı ile kullanılır. Bunun anlamı şudur:
örneğin 1 saatlik zaman dilimini düşünelim, bunun başlangıcı, saat 12 olabilir. (since 12 o'clock)

Bu aydan itibaren geçmişteki 5 aylık zaman dilimi düşünelim, bu dilimin başlangıcı Kasım olabilir. (since November)

Yıl olarak zaman dilimini düşünelim. İki yıllık zaman diliminin başlagıcı olsun. (since 2001)

Bazen bu zaman diliminin başlangıcı bir eylem de olabilir. Örneğin, film başladığından beri (since the film started)


For: Zaman diliminin tümü ile kullanılır. Bu genelde sayısal değerdir. Bir ay, beş gün, 10 yıl. 2 saat gibi.
For two hours, for 5 years, for 10 days, for 2 weeks.

Bazen bu zaman dilimini belirsiz olarak da anlatabiliriz.
for a long time (uzun zamandan beri), for a few days (bir kaç gündür), for several years (birkaç yıldır)

C. ÖRNEKLER

Since:
They haved paid the rent since April.
The telephone has been out of order since morning.

For:
He has been in the prison for ten years.
They have been in England for more than ten years.




 
  

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE




  • Geçmişte başlamış, şu ana kadar devam etmiş ve hala devam etmekte olan işleri anlatır.
    I have been studying English for five years. (Beş yıldır ingilizce çalışmaktayım.)
    She has been working for this company since 2000. (2000 yılından beri bu şirkette çalışıyor.)


     
  • Son zamanlarda devam eden ya da gelişme içinde olan genel faaliyet ve düşünceleri anlatır.
    We have been working on the new project. (Yeni proje için çalışmaktayız.)
    They have been building a new factory near the sea side. (Deniz kenarına yeni bir fabrika inşa etmekteler.)

     
  • Tamamlanmamış ya da yarım kalmış işlerin devam ettiğini anlatır.
    They have been repairing the road all this week. They haven't finished yet.
    (Bu hafta boyunca yolu tamir etmekteler. Henüz bitirmediler.)

    POSITIVE FORM : Subject + have(has) been verb-ing
    I have been learning English for five months.
    She has been learning English since March.

    NEGATIVE FORM : Subject + haven't (hasn't) been verb-ing
    You haven't been studying well.
    He hasn't been driving car fast.

    QUESTION FORM : Have (has) + Subject + been verb-ing?
    Have they been playing tennis?
    Has it been snowing since morning?

     
 

PAST PERFECT TENSE


a-Geçmiş zamanda olmuş iki olaydan bir öncekini ifade etmek için kullanılır.
b-Geçmişte bir süre devam etmiş olayları anlatmak için kullanılır.

Örnekler:
I had worked hard before I failed the exam.
Sınavdan başarısız olmadan önce çok çalışmıştım.

After they had discussed the topic, they left at 5:00.
Konuyu tartıştıkdan sonra, saat 5'de ayrıldılar.


After, before, when, by the time bağlaçları ile kullanımları:

After + Past Perfect Tense, Simple Past Tense
After we had left the party, we went to the cinema.
Partiden ayrıldıktan sonra sinemaya gittik.
(Ayrılma eylemi daha önce olduğu için past Perfect tense kullanılır.)

Before + Simple Paste Tense, Past Perfect Tense
Before I came home, everybody had had dinner.
Ben eve gelmeden önce herkes akşam yemeğini yemişti.
(Yemek yeme eylemi daha önce olduğu için Past Perfect Tense kullanılmıştır.)

When + simple past tense, Past Perfect Tense
When I arrived at the party, Tom had already gone home.
Ben partiye vardığımda Tom çoktan eve gitmişti.

By the time + simple past tense, Past Perfect Tense
By the time he finished his work, everyone had left the office.
O işini bitirene kadar, herkes büroyu terketmişti.


     

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE


Kullanım:

a- Geçmişte birşeyin ne kadar zaman sürmüş olduğunu ifade etmek için kullanırız. Türkçeye "-mekteydi, -maktaydı" şeklinde çevirebiliriz.

They had been playing the match for half an hour when there was a terrible storm.
Korkunç bir fırtına çıktığında yarım saattir maç oynamaktaydılar.

b- Cümle aktarmaları yaparken Present Perfect Continuous Tense'in geçmişi olarak kullanılır.

Ali : 'I have been waiting for the bus."
Ali said he had been waiting for the bus.


Yapı:

Positive:
Subject + had been verb-ing

Question:
Had + subject + been verb-ing?

Negative:
Subject + hadn't been verb-ing.


  

PAST PERFECT TENSE


a-Geçmiş zamanda olmuş iki olaydan bir öncekini ifade etmek için kullanılır.
b-Geçmişte bir süre devam etmiş olayları anlatmak için kullanılır.

Örnekler:
I had worked hard before I failed the exam.
Sınavdan başarısız olmadan önce çok çalışmıştım.

After they had discussed the topic, they left at 5:00.
Konuyu tartıştıkdan sonra, saat 5'de ayrıldılar.


After, before, when, by the time bağlaçları ile kullanımları:

After + Past Perfect Tense, Simple Past Tense
After we had left the party, we went to the cinema.
Partiden ayrıldıktan sonra sinemaya gittik.
(Ayrılma eylemi daha önce olduğu için past Perfect tense kullanılır.)

Before + Simple Paste Tense, Past Perfect Tense
Before I came home, everybody had had dinner.
Ben eve gelmeden önce herkes akşam yemeğini yemişti.
(Yemek yeme eylemi daha önce olduğu için Past Perfect Tense kullanılmıştır.)

When + simple past tense, Past Perfect Tense
When I arrived at the party, Tom had already gone home.
Ben partiye vardığımda Tom çoktan eve gitmişti.

By the time + simple past tense, Past Perfect Tense
By the time he finished his work, everyone had left the office.
O işini bitirene kadar, herkes büroyu terketmişti
   

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE


Kullanım:

a- Geçmişte birşeyin ne kadar zaman sürmüş olduğunu ifade etmek için kullanırız. Türkçeye "-mekteydi, -maktaydı" şeklinde çevirebiliriz.

They had been playing the match for half an hour when there was a terrible storm.
Korkunç bir fırtına çıktığında yarım saattir maç oynamaktaydılar.

b- Cümle aktarmaları yaparken Present Perfect Continuous Tense'in geçmişi olarak kullanılır.

Ali : 'I have been waiting for the bus."
Ali said he had been waiting for the bus.


Yapı:

Positive:
Subject + had been verb-ing

Question:
Had + subject + been verb-ing?

Negative:
Subject + hadn't been verb-ing.


    

'GOING TO' FUTURE TENSE


'Be Going To' ile;

a- önceden planlanmış ve kararlaştırılmış bir düşünceyi ve niyeti anlatmak için,
They are going to get married in July.
Onlar Temmuz'da evlenecekler.

b- bazı delillere dayanarak gelecekte olacağını kestirdiğimiz iş ve olayları haber vermek için kullanılır.
Be careful! the vase is going to fall down.
Dikkatli ol! Vazo düşecek.


STRUCTURE

Positive : Subject be(am, is, are ) going to verb
I am going to talk to him.

Negavite : Subject be not (am not, isn't, aren't) going to verb

Look at the sky! It isn't going to rain.

Question : be(am, is, are) subject going to verb?

Are you going to come to the party?


 

SIMPLE FUTURE TENSE


Türkçe'de -ecek, -acak ekleri getirilerek çevirilir.
Örneğin: geleceğim, yapacaklar, gidecek.


a- Gelecek zamanla ilgili tahminlerinimizi anlatırız.
b- İstekli ve gönüllü olarak yapacağımız işleri anlatırız.
c- Konuşma anında verdiğimiz kararları, niyetleri, sözleri anlatırız. (önceden planlanmış karar ve niyetler 'going to' ile anlatılır.)


YAPI

(+) Subject + will + verb
(-) Subject + will not (won't) + verb
(?) Will + Subject + verb


ÖRNEKLER:

I think It will be rainy tomorrow.
(Sanırım yarın hava yağmurlu olacak.)

They won't punish you although you are guilty.
(suçlu olmana rağmen seni cezalandırmayacaklar.)

Will you come to the party tomorrow?
(Yarın partiye gelecek misin?)

  

FUTURE CONTINUOUS TENSE


Türkçe'ye -yapıyor olacağım, -yapıyor olacaklar şeklinde çeviririz.

a- Gelecek zamanda belli bir süre devam etmekte olacak işleri anlatırız.
b- Gelecek zamanla ilgili tahminlerimizi anlatırız.
c- Kibar bir şekilde soru sormak için kullanırız.
d- Gelecek zamanda belirsiz bir zamanda olacak işleri anlatırız.
e- Gelecekteki tasarıları anlatmak için kullanırız.


GRAMMAR
(+) Subject + will be verbING
(-) Subject + will not (won't) be verbING
(?) Will + subject + be verbING?


SAMPLE SENTENCES

We will be travelling at this time tomorrow.
(Yarın bu saatte seyahat ediyor olacağız.)

It will be getting dark soon
(Birazdan hava kararıyor olacak.)

Students won't be listening to the teacher.
(Öğrenciler öğretmeni dinlemiyor olacak.)

Will you be having a good time there tomorrow?
(Yarın orada hoş vakit geçiriyor mu olacaksın?)


   

FUTURE PERFECT TENSE


Türkçe'ye çeviri yaparken fiilin sonuna -mış olacak, miş olacak ekleri getirilir.

Formüller:

(+)Subject + will + have verb3

(-)Subject + will not (won't) + have verb3

(?)Will + subject + have verb3?


Kullanım:


a- Bir eylemin gelecek zaman diliminde belli bir zamandan önce yapılacağını veya yapılmış olacağını anlatırken kullanılır.
b- İhtimal ve varsamıy ifade ederken kullanılır.


Örnekler:

I will have paid my debt by this time next month.
Gelecek ay bu vakte kadar borcumu ödemiş olacağım.

They will have returned from England by this time next week.
Gelecek hafta bu zamana kadar İngiltere'den dönmüş olacaklar.

By noon we will have taken a test.
Öğleye kadar test olmuş olacağız.


Bu zamanda kullanılar zaman zarfları:

By ..... : ....'ye kadar (by saturday: cumartesiye kadar)
By the end of ... : ... nın sonuna kadar
Before the end of .... : ... bitmeden önce
before ... : ...dan önce
at this time tomorrow (next week, next year) : yarın (gelecek hafta, gelecek yıl) bu vakit


     

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE


a- Türkçe'ye "-makta olacak, -mekte olacak", "yapmakta olacağım, yapmakta olacaksın, yapmakta olacaklar" şeklinde çeviririz.

b- Gelecekte belli bir zamandan önce bir süre devam edecek olan bir eylemi anlatmak için kullanılır.

c- Zaman çizgisinde Future Perfect Continuous Tense aşağıdaki gibi düşünülmelidir.

.._past_________________now_________|------f-p-c-t------|___________future_..


STRUCTURE:
(+) Subject + will have been verb-ing + object
(-) Subject + will not (won't) have been verb-ing+ object
(?) Will + Subject + have been verb-ing + object ?


Samples:

I will have been having holiday for two weeks by July 26 this summer.
Bu yaz 26 Temmuza kadar iki hafta tatil yapmakta olacağım.

He will have been working on a new project by then.
O zamana kadar yeni bir proje üzerinde çalışmakta olacak.

By the end of the term, we will have been learning English for eight months.
Dönem sonuna kadar ingilizceyi sekiz aydır öğrenmekte olacağız.


   

TOO / ENOUGH


Anlam:

Too = çok, haddinden fazla, aşırı (isme ve sıfata verdiği anlam olumsuzdur)
Enough = yeterli, kafi (isme ve sıfata verdiği anlam olumludur)


Kullanım:

a) subject + verb + too + adjective (for me, him, her.....) infinitive (to verb).

This soup is too hot for me to drink.
Bu çorba benim içemeyeceğim kadar sıcak.

This question is too difficult for him to solve.
Bu soru onun çözemeyeceği kadar zor.


b) subject + verb + adjective + enough + infinitive (to verb).

He is intelligent enough to solve this problem.
O bu problemi çözecek kadar zeki.

The soup is hot enought to eat.
Çorba içecek kadar sıcak.


c) subject + verb + enough + noun + infinitive (to verb).

I have enough money to pay the bill.
Hesabı ödeyebilecek kadar param var.

They have enough time to solve all the questions.
Tüm soruları çözebilecek kadar yeterli zamanları var.


Açıklama:

TOO sıfattan önce kullanılır.
ENOUGH ise isimden önce, sıfattan sonra kullanılır.




 


"WOULD - COULD"    KULLANIMI
(*bedava ingilizce sayfasından alıntıdır.http://www.bedavaingilizce.com/elementary/)


1. "Would" WILL yerine, "Could" ise CAN yerine geçmiş zamanda kullanılır.

Örnek:
Tom will come to the meeting. (Tom toplantıya gelecek.)
Tom would come to the meeting. (Tom toplantıya gelecekti.)

Liz can pass the exam. (Liz sınavı geçebilir.)
Liz could pass the exam. (Liz sınavı geçebildi.)



2. "Would" ile geçmişteki alışkanlıklarımızı, "Could" ile geçmişteki becerilerimizi anlatırız.

Örnek:
When I was ten years old, I would play outside all day. (On yaşındayken bütün gün dışarda oynardım.)
When I was in the village, I would ride horse. (Köydeyken, ata binerdim.)

When I was a student, I could speak English very well. (Öğrenciyken, çok iyi İngilizce konuşabiliyordum.)
When you were six years old, could you swim well? (Altı yaşındayken, iyi yüzebiliyor muydun?)


3. "Would" ve "Could", kibarca birşey isterken, rica ederken kullanırız.

Örnek:
Would you close the window, please? (Pencereyi kapatır mısınız, lütfen?)
Would you turn down the radio, please? (Radyonun sesini kısar mısınız, lütfen?.)

Could you pass the salt, please? (Tuzu uzatabilir misiniz, lütfen?)
Could I open the window? (Pencereyi açabilir miyim?)




4. "Would" ve "Could", şu an için gerçek olmayan, ihtimal dışında olan şart cümlelerinde kullanılır. Burada "Could" olasılık, "would" ise kesinlik ifade eder.

Örnek:
If I had a lot of money, I would buy a flat. (Çok param olsa, bir daire satın alırım. - "ama param yok ve alamam.")
If Tom wasn't busy, he would come to the meeting. (John meşgul olmasa, toplantıya gelir. - "ama şimdi meşgul ve gelemez." )

I could go to the cinema if I didn't have so much work (Çok işim olmasa sinemaya gelebilirim - "ama işim çok o yüzden gelemem.")
If Liz studied very hard, she could pass the exam. (Liz çok çalışsa, sınavı geçebilir. - "ama çalışmıyor o yüzden geçemez.")




5. "Would" ve "Could", geçmiş zamanda gerçekleşmemiş, ihtimal dışında kalmış şart cümlelerinde kullanılır. Burada "Could" olasılık, "would" ise kesinlik ifade eder.

Örnek:
If I had had a lot of money, I would have bought a flat. (Çok param olsaydı, bir daire satın alırdım. - "ama param yoktu ve alamadım.")
If Tom hadn't been busy, he would have come to the meeting. (John meşgul olmasaydı, toplantıya gelirdi. - "ama o zaman meşguldü ve gelemedi." )

I could have gone to the cinema if I hadn't had so much work (Çok işim olmasaydı sinemaya gelebilirdim - "ama işim çoktu o yüzden gelemedim.")
If Liz had studied very hard, she could have passed the exam. (Liz çok çalışsaydı, sınavı geçebilirdi. - "ama çalışmıyordu o yüzden geçemedi.")




6. "Would like" arzu etmek, istemek anlamında kullanılır.

Örnek:
I would like to have a cup of tea. (Bir fincan çay almak istiyorum.)
Would you like some sugar? (Biraz şeker almak ister misiniz?)




 

Bugün 5 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol